Bu yazıda
anlatılanlar filme konu yaşanmış bir olaydır.
Charlotte'a gitmek için La Guardia Havaalanı'ndan kalkan
US Airways'e ait Airbus 320 tipi uçak, kalkıştan kısa süre sonra kaz sürüsüne
girdi. Uçakta şiddetli bir sarsıntı yaşandı. Bu sırada çok yaşanan bir durum
olmasa da uçağın her iki motoru da kuş çarpması sonucu durdu. Uçak 2 bin
700 feet ( 820 metre) irtifadaydı.
20 bin saate yakın uçuş tecrübesi bulunan kaptan pilot
Chessley Sullenburger, her iki motorunu da kaybeden uçağı ya kalktığı La
Guardia Havaalanı'na indirecek ya da yakın mesafedeki Teterboro Havalimanı'na
yöneltecekti.
Sullenberger (Sully), Teterboro Havalimanı ve La Guardia
için irtifanın yeterli olmadığını düşünüyordu. Sully kaza soruşturması
sırasında, 'İrtifanın yeterli olmayacağını nasıl anladın? sorusuna, binlerce
saatlik uçuş deneyimi sayesinde, " Göz kararı" cevabını verecekti.
Sully, birçoğuna göre çılgınlıkla açıklanabilecek bir
karar alarak uçağı ne Teterboro'ya ne de La Guardia'ya indirmeyi düşündü.
Saniyelerin bile çok önemi vardı. Birkaç saniye geç karar vermesi belki de
onunla birlikte 155 kişinin yaşamına mal olabilirdi. Sully, Hudson nehrine
inişin daha sağlıklı olacağına karar verdi. Kule ile irtibat da o anda kesildi.
Acil durum ilan edildi çünkü uçağın düştüğü sanılıyordu.
Ancak Sully, saatte 230 km hızla uçağı Hudson nehrine
indirmeyi başarmıştı. Yolcular soğukkanlılıkla tahliye edildi. Uçağın tahliye
botlarında ve kanatlarında onlarca yolcu nehrin ortasında öyle duruyordu. Uçağı
en son kaptan Sully terketti. Bütün yolcuların tahliye edildiğinden emin
olduktan sonra uçaktan ayrılabildi.
Sully, tüm dünyada mucize inişin kahramanı ilan edildi.
Gazeteler, televizyonlar övgüler yağdırıyordu.
Tek bir kurum hariç: NTSB (ABD Ulusal Ulaşım Güvenlik
Kurulu)
Onlara göre, 155 kişinin kurtulması önemliydi fakat
uçağın nehre değil Teterboro ya da La Guardia'ya indirilmesi daha akılcı
olabilirdi. Sully bunu yapmamakla suçlanıyordu. Halka açık yapılan kurulun
karşısına çıkarıldı. Aynı uçuş, aynı verilerle simulatörlerde denendi. Hem
Teterboro'ya hem de La Guardia'ya başarılı iniş yapıldı. Bu durumda Sully, risk
almıştı. Ancak yılların deneyimi ile Sully, şu kritik soruyu sordu: Simülatör uçuşlarında kaçıncı denemede uçak
indirilebildi? Aldığı cevap kritikti. Çünkü onun zamanla yarıştığı ve
tek bir hakkı olan bir uçuşta, simulatörle tam 17'nci denemede uçak başarıyla
Teterboro ve La Guardia'ya indirilmişti.
Zaman çok önemliydi. Bir saniye erken verilecek bir karar
hayat kurtarabilir, bir saniyelik gecikme felakete neden olabilirdi.
Sully, tezini doğrularken bir taraftan da çok önemli bir mesaj da veriyordu: Mühendislerin ürettiği yazılım ile gerçek bir pilotun kullandığı uçak arasında büyük bir fark vardı: İnsan faktörü...